Bütün evren paradoks ile anlatılabilir
- oğuz çağım
- 31 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur
Çünkü doğduğun gün ölmeye başlarsın.
Çünkü ne kadar sert isen, kırılman o kadar yakındır.
Ne kadar yumuşaksan da o kadar fazla esnersin,
Ve ne kadar esneksen, ortayolda olakalmak o kadar zorlaşır.
Ortayolu bulmaya çabaladıkça yolun sapar.
Yolun saptıkça da ortayola yaklaşırsın.
Yolculuk başladığında yol da başlar, yolculuk bittiğinde yol bitmez.
Çünkü evrendeki hiçbir şey yoktan var olmaz, varken yok olmaz; sadece form değiştirir.
Tüm formlar birbirine geçişlidir,
ne kadar sabitlemeye çalışırsan etiketi,
etiket değişmeye o kadar çok yaklaşır.
Çok güldükten sonra ağlayasın gelir,
Çok koştuktan sonra dinlenesin,
Çok yedikten sonra yemek yiyemezsin,
Ama bir süre sonra miden boşalır, açlık bastırır,
yine yemeden edemezsin.
Çünkü bu evren bir dengesizlik halidir.
İki ortam arasındaki farktan,
nedeni bilinmez şekilde oluşmuş bir denge bozulmasından meydana gelmiştir denir.
Bu yüzden doğadaki her şey aslında dengesizdir
Ve bu dengesizlik hali de denge...
Ve denge hali hiçlik*’e doğru gider.
Hiçlik* de ise denge de yoktur, dengesizlik de.
İnsan, bu dünyadaki en önemli enerji dönüştürücülerden biridir.
Farkına vardığında, Tanrı’nın emsalidir.
Farkına varmadığında da bir küçük yapraktır rüzgarda süzülen.
Ki o yaprak bile bilir sadece bir yaprak olduğunu,
süzülmek için koptuğunu, olur ve bilir ve uçar itiraz etmeden.
İnsan bilmez, güvenmez, sevmez.
Büyük dengesizlik yaratır veya dengesizliği içine alır...
Her büyük dengesizlik de dengelenmeye mâhkumdur.
Her dengelenme anı büyük tecrübe** getirir.
Her tecrübe**, soğrulur insan içinde. Faydaya dönüşür.
Fayda emek olur.
Emek evrende bir yere dokunur.
Emek dönüşür ve dönüştürür bir yerlerde bir şeyleri.
Dünya her emekle dengeye bir adım daha yaklaşır,
emek "iyi" veya "kötü" olsa da...
Ve her insan tekâmülünde bir adım gittiğinde,
Evren de dengeye ve hiçliğe yaklaşır aslında.
Her insan kurtuluşa*** ilerlerken,
Evren’i de dengeye ve hiçliğe götürür.
Her varlık “kurtulduğunda”
Evren sönecektir.
Her varlığın kurtuluşu, oyunun bitişi demektir.
*shunyata
**tekâmül
***nirvana

oğuz çağım
Son not: Sayfa ziyaretçilerine bir de davetim var. Burası kişilerin ön bir ödeme veya koşula bağlı olmadan girip yazıları okuyabileceği bir ortam. Fakat bu durum bizlerin birbirimize destek olması, teşekkür etmesi, beslemesi, bağları derinleştirmesine engel olmamalı. Davetim, alışılagelmiş olan "para (bedeli) ödenir mal - hizmet alınır" soğuk ve otomatik döngüsünü, armağan, gönül bedeli, takas, paylaşım gibi yöntemlerle, sadece fiziksel form alışverişine bağlı kalmadan (kitap, dergi, kaset, vb maddelere bedel ödemeden), zorunluluk hissetmeden, sıcak ve aktif bir hale dönüştürmek üzerine. Para ve teşekkür ile ilişkilerimizi kolaylaştırabilmek, güçlendirebilmek, hayatlarımızı daha iyi destekleyebilmek adına, sizlerden gelecek hediyelere, takaslara, bağlantılara, maddi ve manevi tüm paylaşım ve desteklere kendimi açıyorum ve sizleri de bu derin paylaşıma davet ediyorum. Bir gönülden sarılma, bir mektup paha biçilemez olabilirken, paranın kendisinden de armağan olabilir. Yeter ki kendi kaynaklarımızın armağan ederken dengeyi bulabilelim...
Comments